Uzanıp hafif sakinleştirmek için atlarının yelelerini okşadı. Adrenalini hisseden kaslı hayvanlar şimdiden ok gibi fırlamaya hazırdı. Dışarıda ismini haykıran 12 bin’e yakın seyircinin sesi çığ gibi üzerine geliyordu. Son kez koşumlarını kontrol etti ve miğferini giydi. Ardından yarış arabasını sürerek yüksekliği yedi metre olan anıtsal kapıdan protokolü selamlamak üzere stadyuma girdi...
Kibyra Stadyumu’nun batı yamacında bulunan yirmi bir basamaktan en üstte olanında otururken sanki yarışa katılan güçlü gladyatörün heyecanını ben de hissediyordum. Ona tempo tutan binlerce seyircinin haykırışları asırlar sonra bile bu anıtsal yapıda yankılanıyordu. 200 metre uzunluğundaki pist hala ev sahipliği yaptığı yarışların enerjisini barındırıyordu.
Antik dönemde Likya, Kayra, Pisidya ve Frigya bölgelerinin kesişme yerinde ve ticaret yollarının tam merkezinde kurulan Kibyra, bugün Antalya-Denizli yol güzergahında Gölhisar ilçesi sınırları içerisinde kalmaktadır. Kibyra isminin tam anlamı bilinmese de genel kanı Eski Anadolu halklarından biri olan Luvilerin kullandığı Luvice olduğudur. Antik dönem gezgini Strabon yazılarında Kibyra halkının aslen Lidyalı olduklarından bahseder. Ayrıca o dönemde kentte Lidce, Solymce, Pisidce ve Hellence olmak üzere dört farklı dilin konuşulduğunu da aktarmıştır.Arkeolojik buluntular Kibralılar’ın İ.Ö 4.-3. yüzyıllarda bölgeye yerleşmeye başladıkarını gösterir. Kentin bugün görülebilen tüm mimarı kalıntıları ise Roma İmparatorluk Dönemi’ne aittir. Kibyra, II. Eumenes (İ.Ö. 197-159) zamanında Bergama Krallığı egemenliğinde görünmektedir. Hemen sonrasında M. Ö. 2. - 1. yüzyıllarda, yörenin politik tarihinde önemli bir yere sahip olduğu bilinen Kabalis Tetrapolisi / Kabalis Bölgesi Dört Kent Birliği’ nde yer alır. Meclis, kentlerin temsilciler aracılığıyla katıldıkları oylama esasına göre düzenlenmiş bir karar alma mekanizması şeklindeydi . Bu siyasi birlikte sadece Kibyra iki oy hakkına sahipken, diğer üç kent birer oy hakkına sahipti. Strabon’a göre Kibyra, bu birliğin ordusuna 30 bin piyade ve 2 bin atlı süvari çıkarabildiği için iki oy hakkına sahipti. Tarihsel kayıtlar söz konusu birliğin İ.Ö. 82 yılında ortadan kaldırıldığını ve Kibyra’nın, Asia Eyaleti’ne, diğer kentlerin de Likya Birliği’ne dahil edildiğini gösteriyor. Roma İmparatorluk Dönemi’nde ise Kibyra, Asia Eyalet Valisi’nin yargı merkezi olmuştur. Başkentliğini Kibyra’nın üstlendiği Tetrapolis’in toplantı merkezinin ve belki de Roma İmparatorluk Dönemi kent meclisi ve yargı binasının yine bu kentte, “Bouleuterion / Meclis Binası” olduğu düşünülmektedir .İ.S. 23 yılında meydana gelen büyük bir deprem sonucunda yerle bir olan kente; o zamanki Roma İmparatoru Tiberius 5 yıl için vergi affı getirmiş, ayrıca para yardımında da bulunmuştur. Böylelikle kent yeniden inşa edilebilmiş ve Kibyralılar imparatora olan minnettarlıklarını kentlerinin adını “Caesarea Kibyra = İmparatorun Kibyrası” olarak değiştirerek göstermişlerdir. İ.S. 43’de Roma senatosu imparator Cladius’un emriyle Likya’nın bir Roma eyaleti olduğunu ilan etti. Kibyra özellikle İ.S. 1. - 3. yüzyıllarda en parlak dönemini yaşamıştır.
Kibyra ana kenti birbirinden derin yarlarla ayrılan hakim üç tepe üzerinde oturmaktadır. Şehirde kamu, sivil ve dini yapıların belli bir bütünlük oluşturacak biçimde, simetrik düzenlendiği görülür. Yapılar göl ve ova manzarasına hakim konumda ve hiçbir yapı bir diğerinin manzarasını kesmeyecek biçimde, tepeler üzerine teraslanarak yerleştirilmiştir.
Kente gelenleri karşılayan ilk ve en gösterişli yapı olan Stadion Anadolunun en dikkat çeken stadyumlarından biridir. Kentin anıtsallığına yakışacak biçimde özgün bir mimariye sahip olan yapıya yüksekliği 7 m., uzunluğu 30 m.’ye varan anıtsal bir kapı ile girilir. Daha yüksek olan batı yamacına 21 oturma basamağı yerleştirilmiştir. Bunun tersine doğu yamacında 7 oturma basamağı konularak mimari olarak batı sıralarda oturan seyircilerin muhteşem ova ve göl manzarasını kapatılmamıştır. Batı oturma sıralarının tam ortasında, diğer birçok Stadion’da görülmeyen bir protokol alanı ayrılmış ve hemen karşısına açılan kapı ile sporcuların sırayla sahaya girip protokoldekileri selamlamaları sağlanmıştır.
görülebilmektedir.
Kibyra döneminin yaşam şekli ve şehirciliği hakkında geniş bilgiler aktaran içinde yürürken kendinizi antik dönemde hissettiren bir şehir. Uzaktan Gölhisar gölüne bakarken asırlık mozaik zemin üzerinde adım adım tarihi hissetmek insanı heyecandan ürpertiyor. Arkeolojik kazılar ilerledikçe Kibyra yavaş yavaş ihtişamını ve sırlarını gözler önüne seriyor. Hatta benim bu yazıyı hazırladığım günlerde yaklaşık 2.5 metre yüksekliğinde olduğu tahmin edilen Herkül heykelinin baş kısmı bulundu ve bu seneki kazıların sürpriz hediyesi oldu arkeoloji dünyasına. Eh bana dahttp://www.bizimanadolu.com.tr/m/makale/yesim-ozkoc/hizli-atlarin-ve-kahraman--savascilarin-sehri--kibyra.html yeniden bir Kibyra seyahatine sebep çıkmış oldu !
Ya siz karar verdiniz mi Anadolu Arkeoloji tarihinde gezinmeye ve Kibyra seyahatinizin zamanına ?
Nasıl Gidilir ?
Antalya – Denizli / Burdur – Fethiye karayollarının birleştiği bir kavşak noktasında Gölhisar ilçesinin batısındaki Akdağ kütlesinin eteklerinde, Gölhisar ovasına hakim tepeler üzerinde bulunur. Burdur’a 120 km.; Denizli’ye 105 km.; Antalya’ya 135 km. ve Fethiye’ye 110 km. mesafe uzaklıktadır.Kibyra Burdur ili’ne 110 km uzaklıktadır.
Unutmayın :
Kibyra yazları güneşli ve sıcaktır. Yaz boyu ısı 30-35 C arasında seyretmektedir. Ziyaret esnasında yanınızda şapka, su ve güneş kremi bulunması ve yürüyüşe elverişli ayakkabılar giymeniz faydalı olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder