Hafta sonu nereye gitsem diye mi düşünüyorsunuz ?
Size tavsiyem : Atina !
Cuma günü iş çıkışında sadece bir saatlik uçuştan hemen sonra kendinizi Atina'nın samimi ve renkli sokaklarında dolaşıyor bulacaksınız ! Haydi ne bekliyorsunuz hemen uçakta yerinizi ayırtın. THY, Olympic Airlines, Aegean Air ve Pegasus Havayolları'nın İstanbul - Atina düzenli seferleri var .
Ege Kıyısı Pire bölgesiyle beraber 4 milyon kişiye ev sahipliği yapan kozmopolit ve sosyal bir başkent Atina . Adını kentin koruyucusu olan zeka, sanat, ve strateji tanrıçası Athena dan almış ve isminin hakkını veriyor. Demokrasinin doğum yeri olan bu kent Neolotik Çağdan beri yerleşim yeri olmuş. Antik Yunanistan'ın lider kenti olarak kültür ve ticaret merkezi de olmuştur. Erken ortaçağ boyunca önemini yitirse de daha sonra Bizans İmparatorluğu Döneminde yeniden canlanmış, gelişmiş ve ünlenmiş. Osmanlı İmparatorluğu Döneminde ise önem ve merkezi konumunu Selanik'e kaptırsa da 19. Yüzyıl Yeni Yunan Devleti'nin başkenti olmuştur.
Antik dönemin mirası kendini şehirde fazlasıyla hissettirmektedir. Bu döneme ait en ünlü yapı UNESCO Dünya Mirası Listesinde bulunan Akropolis'dir. Atina gezilerinin geleneksel başlangıç noktası, M.Ö. 5. yüzyıldan kalma tapınakların bulunduğu Atina Akropolü şehirden 90 metre yukarıda bulunan tepenin üstünde yeralır ve Atina'nın her noktasından rahatça görülebilir. Özellikle gece ışıklandırmasıyla gerçekten görülmeye değer bir manzara oluşturur. Akropolis’in ismi, Yunanca’da akro “yüksekte olan” ve polis “şehir” kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Burada Yunan Mimarisinin en ünlü yapıları bulunur:
Parthenon: Parthenon Atinalılar tarafından şehrin koruyucu patronu Tanrıça Atena'ya ithafen yapılmıştır. Atina Demokrasisinin yükselme döneminde M.Ö. 447-438 yılları arasında meşhur Maraton zaferinden sonra tamamlanmıştır.
Erehtion ( Erechtheion): Kutsal Akropolis kayasının kuzey kısmında bulunan yapı M.Ö. 421-406 yılları arasında tamamlanmıştır. Yapı Pentelik mermerleri kullanılarak inşa edilmiştir. Yapının ön kısımının çatısı kadın şeklinde yapılmış Karyatides olarak adlandırılan 6 kolonla desteklenmektedir. Akropolis açık hava müzesinde bu kolonların kopyaları sergilenirken modern Akropolis müzesinde 6 kolonun 5 tanesi sergilenmekte diğeri 19. yy'da İngiltere tarafından kaçırıldığı için İngiltere'de sergilenmektedir.
Propileya : Tepenin batı ucunda M.Ö. 510-480 yılları arasında inşa edilen yapı Atina Akropolisi'nin girişi işlevini görmekteydi. Bugün epeyce yıpranmış olsa da Almanya'da bulunan Brandenburg kapısının yapılmasına ilham kaynağı olmuştur. Öyleki Brandenburg Kapısı Propileya kopya edilerek yapılmıştır.
Atena Nike Tapınağı : Akropolis'in güneydoğu ucunda yer alan tapınak mimar Kallikrates tarafından tasarlanmış ve M.Ö. 426-421 yıllarında daha eskiden yapılan tapınağın Pers savaşları sırasında yakılması sonrası inşa edilmiştir.
Herod Atticus Odeonu: Atina'nın önde gelen kişilerinden Herod Atticus tarafından karısının anısına yaptırılan konser salonu Akropolisin güneybatı yamacında yer alır. 1950 de ki restorasyonun ardından 5000 kişilik kapasitesiyle Atina Festivaline ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Heryıl Mayıs ve Ekim ayları arasında düzenlen festival kapsamında dünya çapında ünlü pekçok sanatçı burada seyircilerle buluşur. Bu sanatçıların isim listesinde Maria Callas, Frank Sinatra, Nana Mouskouri ,Luciano Pavarotti, Elton John,Plácido Domingo, José Carreras, Montserrat Caballé, the Bolshoi Ballets, Joaquín Cortés, Paco de Lucía, Diana Ross, Liza Minnelli, Goran Bregovic, Jean Michel Jarre, Mikis Theodorakis, George Dalaras, Haris Alexiou vs. gibi önemli isimler yer almaktadır. Ama siz yine de eğer denk gelebilirseniz en sevdiğim tenor Mario Frangoulis' in sesiyle keşfedin bu tarihi Odeonu ve kendi evinde , Atina da verdiği konserin eşsiz keyfini sürün .(konser programı için www.mariofrangoulis.com)
Yine bu bölge bulunan Diyonysos Tiyatrosu da tıpkı Herod Atticus Odeonu gibi Atina Festivaline ev sahipliği yapar
Akropolisten aşağı devam edildiğinde yolumuzun üstünde Akropolis Müzesi Karşılar bizi:
Akropolis platosunun güneyinde bulunan bu müze Antik Yunan kültürünün zenginliğini somut olarak gözler önüne seren pek çok esere ev sahipliği yapıyor. Bu bölgede bulunan heykeller, frizler ve Erekhtheion’un orijinal karyatid heykellerini, ayrıca tapınakların süslemeli alınlıkları ve iç tapınaktaki Athena adakları da bu müzede görebilirsiniz. Ben koleksiyonların yanında müzenin yer yer bırakılan cam tabanlarından alt katmanların görülebilmesini ve eserlerin sergilenme ve bilgilendirme şekillerini de çok beğendiğimi söylemeliyim
Müze ziyaret saatleri: (Salı – Cuma 08.00 – 19.00, Ptsi 11.00 – 19.00)
Giriş ücreti: Akropolis girişinde alınan biletle gezilebilir.
www.theacropolismuseum.gr
Keyifle geleceğiniz diğer bir önemli müze ise Ulusal Arkeoloji Müzesidir:
Yapımına 1866’da başlanan ve 1889’da tamamlanan müze Yunanistan’daki en önemli arkeolojik müzedir. Aynı zamanda dünya çapında da Yunan sanat eserlerini sergileyen müzeler arasında en kapsamlı olanlarından biridir. Günümüze dek Yunan sanatını besleyen kültürlerden bugüne ulaşabilmiş her tür sanat eseri bu müzede yerini almıştır. 48 odadan oluşan müze iki katlıdır. Yunan heykel sanatının en önemli koleksiyonunu ve Avrupa’daki dördüncü en önemli Mısır sergisini burada görebilirsiniz. Özellikle M.Ö. 1500’lerden kaldığı tahmin edilen altın Agamemnon Maskesi mutlaka görülmelidir . Atina gezisinde mutlaka ziyaret edilmesi gereken bu çok kapsamlı müze için en az üç saatinizi gözden çıkarmalısınız.
Akropolis’in bulunduğu tepenin hemen eteklerinde Atina’nın en eski yerleşim yerleri bulunur:
Anafiotika, Akropolis’in hemen altında yer almaktadır. Bölgenin karakteristik özelliği, çoğu Yunan yerleşiminde de görülen, beyaz boyalı yazlık evler ve pencerelerin, kapıların önlerini süsleyen sardunyalardır. Kendinizi bu Şirin sokaklarda gezerken sık sık adalarda hissedeceksiniz.
Dolaşmaya devam ettiğinizde Atina'nın kalbi Plaka bölgesine ulaşırsınız. Tavernaları, daracık taş sokakları, sokaklardaki satıcıları, sardunyalı cumbalı evleri, antika dükkânları, galerileri ve yemekleriyle Plaka bölgesi, Atina’da mutlaka görülmesi gereken noktalardan biridir. Gündüzleri sokaklarında dolaşıp hediyelik eşya ve renkli el sanatları mağazalarından alışverişlerinizi yapabilirsiniz. Akşamları ise bölgenin en yoğun olduğu zamandır. Atina’nın gece hayatının canlılığını burada görebilirsiniz. Tavernalardan taşan Rembetiko ezgileri hemen kulağınıza çalınır. Atina’ya gelenler en az bir akşam buraya gelip tavernalardaki eğlencelere katılsa da benim buradaki favori mekanım Brettos (www.brettosplaka.com) . 1909dan beri aynı yerde ve kısmen aynı dekorla hizmet veren Atina'nın bu en eski mekanı önceden bir distilasyon atölyesiymiş . Bugünlerde tüm turist rehberlerinde yer alan ve turist kalabalığına hizmet veren Brettos kendi üretimi şarap ve likörleriyle ünlü bir bar. Çıkarken hediye olarak renkli renkli şişelerdeki pek çok farklı lezzetteki likörlerden almayı unutmayın ! Plâka konaklamak için de çok uygun bir bölge. Her bütçeye hitap eden pek çok butik otel seçeneği var. Bu eski Yunan Evlerinden dönüştürülen otellerde kalırken hem en popüler yerlere yürüyüş mesafesinde olacak hem de teraslardan Akropolisin ihtişamlı manzarasını izleyebilir olacaksınız.
Antik Yunan Agorası’nın kuzeyindeki bölge Monastraki'dir ve Atina’nın en renkli bölgelerinden biridir. Sokakları hediyelik eşyalar, biblolar satan dükkânlar, küçük barlar ve kafelerle doludur. Adrianou Sokağına Pazar günü kurulan pazarda , uygun fiyatlı eşyalar, çeşitli hediyelik eşyalar, antikalar, kıyafetler, gümüş, bakır, bronz eşyalar bulabilirsiniz. Fiyatlar makuldur ve satıcılar pazarlığa açıklardır. Ayrıca yine bu sokakta bulunan pekçok kafe ve restaurant da oturup Yunan mutfağının keyfini çıkarırken Acropolisin en güzel açılarından birini yakalarsınız . Monastraki meydanında ise meşhur souvlaki satan restaurantlar vardır . Bunların en meşuru Thanassis. Yunan salatası, musakka ve koyu kıvamlı cacık türü bir sos olan ki zaten Yunanistanda da adı tzatziki ile servis edilen pide içindeki kebap souvlakiyi deneyin derim(Mitropoleos 69, Monastiraki Square)
Monastiraki Meydanı’nın güney kısmında Osmanlı döneminde kalma Tzisdarakis Camisi bulunur. Günümüzde bu yapı seramik sergisine ev sahipliği yapmaktadır ve Yunan Halk Sanatları Müzesidir. Tam bu meydana bakan ama aynı zamanda da muhteşem Akropolis manzarası olan A for Athens otelin terasındaki barda mutlaka bir akşam birşeyler içmenizi öneririm . Akropolisin en güzel gece manzarası buradan görülür.
Bölgeyi ikiye bölen Ermou Sokağı’nı uzun ve hareketli bir sokaktır ve parlementonun bulunduğu Syntagma Meydanı'na kadar uzanır . Burada gezebilir ve bulunan pekçok mağazadan alışveriş yapabilirsiniz. Ermou’nun kuzeyine doğru yürüdüğünüzde sağınızda kalan bölge ise Psili’dir. Son zamanlarda turistlerin uğrak yeri hâline gelen yerlerden biri olan Psiri’nin Plaka’dakilere benzeyen tavernalarında, barlarında ve restoranlarında Yunan mutfağını tadıp eğlenebilirsiniz. Yine Ermou Sokağının parlerinden Agia İrini meydanı son zamanlarda çok popüler olan bir yer. Hem yerli ve turist kitlenin tercih ettiği meydan biraz Karaköy havasında. Birşeyler atıştırmak için de uğrayabileceğiniz mekanlar asıl aksam 21:00 sen sonra hareketleniyor. Tailor Made en popüler olan mekan . Ermou caddesinin her iki yakasında bulunan butik oteller yine konaklamak için uygun oteller. Ben de araç trafiğine kapalı Evangelistrias sokağının köşesindeki butik otelde kaldım ve çok da memnun kaldım . Hatta hep hareketli bu sokağın köşesindeki Piazza Duomo da nerdeyse her sabah keyif kahvemi içtim . Tavsiye ederim .
Ermou Sokağını sonuna kadar yürüyünce geldik Atina’nın en önemli meydanı olan Syntagma Meydanı'na. Adı Yunanca’da Anayasa Meydanı anlamına gelir. Meydanın önemi bence Parlamento Binası'nın burada bulunmasıdır. Binanın meydana bakan ön cephesinde Meçhul Asker Anıtı yer almakta. Ponponlu ayakkabılar ve pileli erkeklerle Parlamento’yu koruyan askerlerin (evzoneler) her saat başı yaptığı nöbet değişimi töreni oldukça ilgi çekici.
Sytangma Meydanı’na yaklaşık 10 dakika uzaklıkta, Yunan topraklarının en büyük tapınağı bulunuyor;Zeus Olympias Tapınağı. Bugün geriye sadece 15 sütunu kalan bu devasa tapınak Zeus’a adanmıştır. 250 m uzunluğunda, 130 m genişliğinde ve 17 m yüksekliğinde sütunları olan bu tapınağın yapımına M.Ö. 6. yüzyılda başlanmış ve yapı, Hadrianus döneminde bitirilebilmiştir. Altın ve fildişinden yapılmış dev bir Zeus heykelini koruyan tapınak, yapıldığında 108 adet sütunla çevriliymiş. Tapınak, günümüzde ilk yapım özelliklerinin çoğunu kaybetmiş olsa da hâlâ görkemli ve görülmeye değer bir Antik Yunan yapısı olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.
Tapınak ziyaret saatleri: 08.00 – 19.00 (giriş ücretli)
Tapınağın hemen yakınlarında 2004 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapmış olan Panathenaiko Olimpik Stadyumu bulunmaktadır.
Atinanın en gözde semtlerinden biri de Kolonaki’dir. Syntagma Meydanı’nı Kolonaki’ye bağlayan bulvar boyunca konsolosluklar sıralanır. Bu bulvarda yer alan eski evlerden biri müze olarak kullanılmaktadır. Ev eskiden Yunan diasporasının ünlü ailelerinden Benakilere aitmiş. Müzede sergilenen eserlerin tarihi M.Ö. 7000 yıllarına kadar uzanıyor. Helenistik ve Roma dönemine, Hristiyanlık dönemine ve Ankara, Kapadokya, Batı Ege Yunanlılarına ait eserler oldukça ilgi çekici.
Kolonaki, Atina’nın modern yüzünün görülebileceği en şık semttir. Voukourestiou caddesi boyunca tasarımcı butikleri ve ünlü modacıların mağazaları yer alır. Tsakalof Sokağı ise araç trafiğine kapalı pek çok kafe ve barın olduğu bu bölgedeki en haraketli sokaktır. Akşam yemek yemek için de tercih edebilirsiniz. Ben Burada geçirdiğim vakitten epey keyif aldım tavsiye ederim .
Atina gençliğinin tercih ettiği bölge ise Gazi . Pek çok tarz ve müzik türüyle hizmet veren o kadar çok bar ve kulüp var ki bu bölgede . Eğer bu tarz eğlenceyle ilgileniyorsanız tam yerindesiniz . Eğlence sabahın ilk ışıklarına kadar devam ediyor.
Atina'nın liman bölgesi ise Pire:
Yılda 15 milyondan fazla turistin uğradığı Pire Limanı, cruise turizmi açısından oldukça popüler. Uluslararası gemi firmalarının büyük ve lüks gemileriyle şehre uğrayan turistler ticari açıdan önemli bir gelir getiriyor. Avrupa'nın en büyük limanlarından olan Pire, Atina'ya yaklaşık 8 km'lik bir mesafe. Burada deniz kıyısında olmanın , restaurant ve kafelerin keyfini sürebileceğiniz gibi Yunan ve Roma dönemlerinden kalan eserlerin görülebileceği bir müze olan Arkeoloji Müzesi'ni de gezebilirsiniz.
Atina bol renkli, samimi ve canayakın insanlarıyla neşeli, tarihi ve kültürel mekânlarıyla doyurucu , enfes yemekleriyle lezzetli bir şehir. Üstüne bir tutam deniz havası ve güneş de eklenince gezilmesi, yaşanması vazgeçilmez bir şehir oluyor. Eh geriye sadece vaktinizi planlamak kalıyor .
Yapmadan Dönmeyin :
Akropolis'den Atina'yı seyretmeden
Plakada uzo içmeden
Monastraki'de pazarda dolaşmadan, akşam Akropolisin nefis ışıltılı manzarasını görmeden
Akropolis ve/veya Ulusal Arkeoloji Müzesini gezmeden
Yakalayabilirseniz Herod Atticus da konser izlemeden
Kolonaki de akşam birşeyler içmeden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder