29 Mayıs 2016

Travel: Ay Işığında Bir Peri Masalı



Anadolu' nun bozkır coğrafyasının ortasında  büyülü bir  deneyim ,  gizemli harikalar diyarıdır Kapadokya. Adını Pers dilinde ''Güzel atlar ülkesi'' anlamına gelen ”Katpatuka” kelimesinden alsa da ,Hititlerin de yaşadığı topraklar olan Kapadokya bölgesi, tarih boyunca pek çok uygarlığın evi ve tarihi İpek Yolu'nun en önemli kavşaklarından biri olmuştur. 

Bu bölgeyenin simgesi haline gelen peri bacaları, milyonlarca yıl önce ihtişamlı Erciyes ve Hasan Dağı’nın püskürmeleri sonucu oluşan volkanik taşların rüzgar ve özellikle yağmurun aşındırmasıyla günümüzdeki hallerini almışlardır. Kayaların kolay oyulabilirliği ve içerisindeki ısıyı sabit tutabilmesi açısından birçok medeniyet bu toprakları kendine yuva edinmiştir. Kapadokya sırasıyla Hititlerin, Perslerin, Hıristiyanların, Büyük İskender’in, Bizans İmparatorluğu’nun ve Selçukluların ve Osmanlıların göz bebeği olmuştur. Kalan son Rumlar (Hıristiyanlar) ise 1924 yılında yapılan mübadeleyle ülkelerine gönderilmiştir, Rumeli’de yaşayan Türkler de buraya yerleştirilmiştir. Şimdilerde arkalarında bıraktıkları konaklar ve evler restore edilerek butik otellere dönüştürülmüştür.

Kapadokya” dendiğinde her ne kadar herkesin aklına ilk olarak Göreme, Uçhisar ve Ürgüp gelse de, Kapadokya bölgesi aslında bu üçlü dışında Avanos, Derinkuyu, Kaymaklı ve Ihlara çevresini de kapsar. Sürüden ayrılmayı, vadilerde kaybolmayı, kiliselerde yüzlerce yıllık geçmişin sesini dinlemeyi seçenler için atla, ciple, motosikletle, bisikletle ya da yürüyerek pek çok keşif seçeneği mevcut. Ama en temel gezi noktaları şöyle: 

Göreme Açık Hava Müzesi:

Yaşamın peri bacaları ile iç içe sürdüğü Kapadokya'nın şirin beldesi Göreme'nin tarihi anlamda en önemli yeri Göreme Açıkhava Müzesi'dir. Müze kaya içine oyulmuş manastırlar, kiliseler, şapeller, yemekhaneler, mutfaklar ve yaşam alanlarından oluşmaktadır. Bu bölge Hıristiyanlık tarihinde önemli bir kişi olan Kayseri Piskoposu Aziz Basil tarafından 4. yüzyılda bir dini eğitim ve düşünce merkezi olarak kurdurulmuş. Hıristiyanlık düşüncesine bir çok yenilik getiren Aziz Basil'in fikirleri ilk olarak burada öğretilmeye başlanmış. Bölgedeki manastır hayatı 1000 yıl kadar sürmüş.

Zelve Açık Hava Müzesi: 

Kaya oyma yaşam alanlarının en çarpıcılarına rastlanan Zelve Açık Hava Müzesi’nin üç vadisine yayılmış olan bir manastır kompleksi bulunuyor. 9. Yy yapısı olan kiliseler Ikonoklastik dönem öncesine ait. Ancak kayaların yuvarlanma tehlikesiyle birlikte, 1953’de bölgenin boşaltılmasına kadar, burada Türkler yaşamış. Zaman zaman hâlâ kayaların koparak düştüğü görülen bölgede yerleşimciler, yumuşak tüf kayanın sunduklarıyla yaşam yerlerini yapmışlar.

İlk vadinin sol tarafında, kiliseden dönüştürülmüş bir cami bulunuyor. Vadinin yukarı ve aşağı bölümlerinde nadiren haçların ve fresklerin görüldüğü sayısız pek çok küçük kiliseye rastlanıyor. Zelve’de nadir görülen resimler, üçüncü vadinin sol yamacındaki kiliselerde mevcut. Duvarlarında kırmızı ve yeşil asmalar olan Üzümlü Kilise ve Balıklı Kilise, Ikonoklastik dönemin tipik örnekleri. Ürgüp-Avanos yolu üzerinde, Zelve’ye 2 kilometrelik bir sapak yer alıyor. Yol, Zelve Açık Hava Müzesi’nde son buluyor. Müzeyi 08:00- 17:00 saatleri arasında gezebilirsiniz.

Paşabağı: 

Kapadokya vadilerinin en pitoresk ve aynı zamanda en fotojenik olanı, dolayısıyla da en çok fotoğrafı çekilen yeri olan Paşabağı, Zelve’den Avanos yoluna çıkınca, 2 km. sonra solunuzda beliren tipik peribacaları görüntüleri.

Bu bölgeye daha önce, “Keşişler Vadisi” deniyormuş. Adını buraya ilk gelen gezgin bir aziz olan Aziz Simeon Stilit’ten almış. Burası “stilit” olarak anılan ve dünyevi nimetlerden el etek çekerek yaşayan bir grup keşişin en sevdikleri inziva yeriymiş. Keşişler, bazen iki hatta bazen üç olan siyah bazalt külahlı bu peri bacalarında yaşıyorlarmış. Üç külahlı peri bacalarından birinde Aziz Simeon Stilit’e adanmış küçük bir kilise bulunuyor. En tepesinde yer alan bir keşiş hücresi var. 

Uçhisar:

Uçhisar Kalesi Kapadokya'nın zirvesi, en güzel manzaraya sahip noktasıdır. Bin yıldan fazla süre boyunca hatta 1950'li yıllara kadar insanlar kale içine oyulmuş odalarda yaşamış. Bölgeye çok hakim bir noktada bulunduğu için stratejik açıdan önemi büyük. Kalenin tünellerle bölgenin değişik noktalarına bağlandığı da söylenir ama bu tünellerle ilgili henüz herhangi bir ize rastlanmamış. Bölgedeki birçok vadinin yanısıra Peribacaları'nın oluşmasında büyük öneme sahip Hasan ve Erciyes dağlarının heybetli manzarasının izlenebildiği bir yer olması nedeniyle özellikle gün batımının yaklaştığı saatlerde ziyaretçi akınına uğrar. Kalenin eteklerine yayılan Uçhisar kasabası bugün eski evlerin restore edilerek butik otellere dönüştürülmesiyle bölgenin dikkat çeken otellerine merkez olmaya başlamıştır. 

Ortahisar:

Kapadokya'nın en büyük peri bacası olan Ortahisar Kalesi, bu bölgenin en önemli jeolojik yapılarından biridir. Hititler zamanında oyulmuş olan kale, yaklaşık 90 metre yüksekliğindedir. Kale ve etekleri yaşam alanı olarak kullanılmıştır. Günümüzde de kale eteklerinde birçok tesis ve konaklama yerleri bulunmaktadır.

Ortahisar'da birçok kilise bulunmaktadır: Cambazlı Kilise, Balkan Deresi Kiliseleri, Pancarlık Kilisesi, Kepez Kilisesi, Fırkatan Kilisesi, Saklı Kilise, Sütunlu Kilise ve Üzümlü Kilise'dir.

Kızıl Vadi: 

Gerek bitki örtüsü, gerekse de doğal kaya oluşumları ve renkleriyle bölgenin en önemli doğal oluşumlarından birisi Kızılçukur Vadisi'dir. Akşamüzeri, vadinin görünümü en güzel haline bürünmektedir. Vadi içerisinde yürüyüşler yapabilir ve doğayla baş başa olmanın tadını çıkarabilirsiniz.

Kızılçukur Vadisi'nin hemen başındaki yoldan 1 km uzaklıkta Üzümlü Kilise, keşişlerin yaşadığı bir manastır kompleksi gibi oyulmuştur. Peri bacasının alt kısmında ise duvarları kısmen yıkıldığından dışarıdan rahatça görülebilen tavanında kabartma haç bulunan St. Nichitas Kilisesi yer alır. 

Avanos: 
Nevşehir’e 18 kilometre uzaklıktaki Avanos, Kızılırmak tarafından ikiye bölünmüş. Kızılırmak’ın yatağından elde edilen kırmızı topraktan yapılan çömleklerle meşhur olan Avanos küçük bir Avrupa kasabası görünümünde. Avanos’ta gezerken Çanakçı Heykeli’ni, Dereyamanlı Kilisesi’ni, Aleaddin Camii ile Sarıhan Kervansarayı’nı da görülecek yerler listenize ekleyin. Eğer vaktiniz varsa, buradaki çömlek atölyelerini ziyaret ederek elinizi çamura değdirin ve ilk seramik yapma deneyiminizi yaşayın . 

Ürgüp

Rüzgar ile yağmurun bir zanaatkar misali çalışarak ortaya çıkardığı kayalara otel yapma fikrinin ve ilk kaya otellerin doğduğu yer olan Ürgüp aslında bölgenin de en turistik yeri. Ancak bölgenin tüm özelliklerini tek bir yerde görmeyi arzu ediyorsanız, doğru yerdesiniz. Peribacalarının en yoğun olarak bulunduğu bölgede Selçuklular’dan kalma Altıkapı ve Temenni Tepesi Türbeleri de görülmeye değer. Bölgenin en ünlü ve hakkında efsaneler olan peribacaları Üç Güzeller de Ürgüp’te bulunuyor.



Çavuşin:

Çavuşin, bölgedeki birçok kaya oyma yerleşimlerinden biri. Burayı diğerlerinden farklı kılansa, 1950’lerde başlayan kaya evlerin boşaltılma çalışmalarından sonra, yeni kurulan köyün bugün eski Çavuşin ile birlikte iç içe geçmiş olması. Yani burası Zelve’den farklı olarak yaşayan bir müze halinde bırakılmış.

Yeraltı Şehirleri: 

Kapadokya’da pek çok uygarlığa, sayısız topluma ev sahipliği yapmış 200’e yakın yeraltı şehri bulunuyor. M.S. üçüncü yüzyılda buraya yerleşen Hıristiyanlar bölgeyi eğitim ve düşünce merkezi haline getiriyorlar. Ancak binlerce yıl, yapılan saldırılara karşı savunma ve saklanma amacıyla da yer altı şehirleri inşa ediyorlar. Bu şehirlerden sadece birkaçı ziyaret edilebiliyor. En popüler olanları ise Derinkuyu ve Kaymaklı. Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin sekiz katı da ziyaretçilere açık. Bir hava koridorunun etrafına inşa edilen şehirde ne kadar derine inerseniz inin havadaki oksijen miktarı değişmediğinden bir mimarlık harikası olarak kabul ediliyor. Şehir binlerce kişinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere yemekhane, kilise, ahır ve mezar odaları gibi farklı bölümlere sahip. Kaymaklı Yeraltı Şehri’nin ise sadece dört katı ziyaretçi kabul edebilecek durumda. Dar tünellerden yönlendirme işaretleri ile geçerken önünüze kilise ya da mahzen çıkabiliyor.

Defalarca gezmiş olsam da Kapadokya her gittiğimde beni ilk defa görüyormuşum gibi büyüler. Ama yine de  Cappadox Festivali'ne katılmak üzere Uçhisar' a vardığımda beni bekleyen deneyimin hatıramda bu kadar yer bırakacağını elbette önceden bilemezdim. Üç gün boyunca Kapadokya' nın çeşitli noktalarında düzenlenen sanat, açık hava, müzik ve gastronomi etkinlikleri kelimenin tam anlamıyla unutulmaz hatıralar yarattı. (cappadox.com)

Uçhisar Kalesi'nde kurulan sahnede yerli ve yabancı sanatçıların verdiği konserler dolunay ışığıyla büyülü atmosferlere dönüştü. Sabahları gün doğuşu Kızıl Vadide sessiz yürüyüşün ardından gerçekleştirilen konserlerle karşılandı . Kah bisiklet turlarında , pikniklerde vadilerde, bulduk kendimizi kah Uç Hisar Çiflik Evinde yoga ve meditasyon çalışmalarında. Bezirhanede ki   konserler kulaklarımızı, Museum Otel Maara Konaktaki şeflerin sofrası ve gurme tadımları damaklarımızı şenlendirdi. Göreme Perili Ozan'lar Vadisinde konserler izledik , kapanış gecesi sabaha kadar dolunayla parti yaptık. Velhasıl bu baharda Kapadokya tüm duyularımızı harekete geçirdi , her hücremizde yer etti . Sanırım artık her mayıs ayının festival haftasonunu Kapadokya'ya gidilecek olarak ajandalarımıza not edeceğiz. 


Çok bilinen rotalarıyla Kapadokya’yı gezip, bunun da dışına çıkabilmek için, herkesin kendi yolunu bulması, kendine özel manzarayı keşfetmesi gerekiyor. İşte en son Kapadokya seyahatimin keşifleri, haftasonumun incileri : 

Güray Müze: 

Ülkemizin sahip olduğu en büyük kültür, tarih ve doğal miraslarından biri olan Kapadokya Bölgesi’ndeki Avanos, Hititlerden beri sürmekte olan çömlekçilik geleneğine ev sahipliği yapmaktadır. Geçen sene açılan Güray Müze binlerce yıldır bölgede biriken tarih ve Avanos’ta babadan oğula geçen bu geleneksel el sanatının tarihi süreçteki gelişimini sergileyecek bir müze olarak bölgede görülmesi gereken yerlerden biri olmuştur. Kayaya oyularak, yerin 20 m altında 1600 m2 lik bir alana inşa edilen Müze üç bölümden oluşuyor: 

- 1. Bölüm: Antik Eserler Salonu 

- 2. Bölüm: Modern Eserler Salonu.

- 3. Bölüm: Sergi Salonu, Kafeterya ve içinde şöminesi olan bir Fuayedir.

Mimari yapısı ve konsepti müzeye dünyanın ilk ve tek yer altı seramik müzesi olma özelliğini kazandırmıştır.

Dünyaca ünlü Çağdaş dönem Türk sanatçılarının eserleri ve antik dönem buluntularla güzel bir koleksiyona sahip Güray Müze bölgenin tarihini yansıtma konusunda çağdaş ve başarılı bir kurum olmuş . Yıl boyu ziyarete açık Müze de sergi, toplantı , konser gibi sosyal ve kültürel aktiviteler de düzenlenmektedir. ( guraymuze.com)

Zelve Vadisinde Ses ve Işık Gösterisi:


Zelve Vadisinde  peribacalarının üzerine 3-D Mapping tekniğiyle ses ve ışık desteğinde görseller yansıtılarak gerçekleştirilen gösteride Kapadokya'nın oluşumu, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi anlatılıyor .her akşam 20:30 da gerçekleşen ve 40 dakika süren gösteri , 12 bin metrekareden, 21 bin metrekareye kadar alana sahip görsel yansıtımı ve destekleyici ses gösterisini içeriyor. Doğayla teknolojinin birleşimi olan, Kültür Bakanlığı destekli proje Kapadokya'nın nasıl oluştuğu sorusuna yanıt ve  Anadolu tarihinin de özeti şeklinde kesinlikle görülmeye, tecrübe edilmeye değer.sunuyoruz. (zelvemapping.com)


Zaman ve Mekan Açık Hava Heykel Müzesi : 

Avustralyalı sanatçı Andrew Rogers'ın, dünyanın 12 ülkesinde gerçekleştirdiği 'Hayatın Ritimleri' isimli land art (arazi sanatı) projesinin Türkiye ayağı 'Zaman ve Mekan', Nevşehir'in Göreme beldesi Karadağ mevkiinde yer alıyor . 2007 yılında başlayan ve 2009 sonlarında tamamlanan 'Zaman ve Mekân' adlı açık hava heykel müzesi için yaşlısı genci toplam 230 kişi çalışmış.Proje kapsamında Güzel Atlar Diyarı, Kapadokya'ya Yakışacak At, Kibele, Düven Taşı, Melek Yüzlü Kuş, Hayat Ağacı, Çift Gövdeli Tek Başlı Aslan, Taş Devri ve İlk Tapınak isimli heykeller yer alıyor. Kapadokyalıların da desteğiyle yapılan 8 heykel arasında iki kilometre mesafe bulunuyor. Heykeller deniz seviyesinden yaklaşık 450 kilometre yükseklikte. Uzaydan bakınca hepsini bir bütün olarak görmek mümkün. Heykelleri görmenin bir başka yolu ise balon turu. Öyle ki Kapadokya üzerinde yapılan turların güzergâhı, heykeller için değiştirilmiş. Giriş yolunu bulması biraz zor, ilerlemesi arazi aracı gerektirse de mutlaka yolunuzu düşürüp uzaydan  göremeseniz de içinden bu heykel parkını deneyimleyin. Helenistik de ziyaretinizi gün batımına denk getirirseniz , Kapadokya'nın unutulmaz gün batımı manzaralarından birini daha görsel şölen koleksiyonunuza eklemiş olursunuz. (andrewrogers.org )

Kapadokya Anadolu'nun ortasında tarih, kültür ve doğal güzellikler kaynağı . Ziyaretçilerine cömertçe sunuyor 60 milyon yıldır biriktirdiği mücevherlerini . Her ziyaretinizde Kapadokya yeni bir harikayla  sizi şımartmaya, şaşırtmaya devam ediyor. Bu karşılıksız cömertliğin tek beklentisi , yola dökülüp ,onun izini sürmeniz. Renklerine, kokularına, seslerine dahil olmanız .  O halde sizin de yola çıkma vaktiniz  . Ne dersiniz ? Haydi....

Yapmadan Dönme : 

Uç Hisardan kaleye çıkıp, çevreye 360 derece bakmadan , Argos Hotel veya Museum Hotelde yemek , konaklama veya kahve keyfi yapmadan 
KızılVadi de gün batışını izlemeden
Göreme de Karanlık kiliseyi ziyaret etmeden 
Zelve' de vadilerde yürüyüş yapmadan, akşam yapılan ses ve ışık gösterisini izlemeden 
Paşabağında üçlü bacaların resmini çekmeden 
Ihlara vAdisinde merdivenlerde ter dökmeden
Derin Kuyu, Kaymaklı veya diğer yeraltı şehirlerinden birinin labirentlerinde kaybolmadan
Avanos da çömlek yapmayı denemeden , Güray Müze' de seramik tarihini ve sanatını incelemeden
Ürgüp de testi kebabı yemeden , Sacred House Hotel' in spa sına deneyimlemeden
Kapadokya'yı balonla kuşbakışı görmeden 
Bölgenin adını veren güzel atlarla vadilerde dolaşmadan 
Bisikletle veya atv ile peribacalarının arasında kaybolmadan 
Günbatımında bölgenin yerel şaraplarının tadının keyfine bakmadan 

Kapadokya'yı deneyimledim deme .
















18 Mayıs 2016

Life : Anne Oldum !

Sonunda o da oldu !
Anne oldum !!
Taze , güzel bir Mayıs sabahında sakin sakin balkonda oturmuş çiçeklere bakıp, bitki çayımı yudumlarken kapı çaldı . Kargom gelmiş . Nihayet dedim , internet alışveriş canavarına dönüştüğüm günlerin gerçekle yüzmeyle anı gelmiş. Birinci kargo : evet ,aldığım aloevera ürünleri ... İkinci ? 

Açtım .... Bir pandacık bir de zarf ? Allah Allah yanlış kargo herhalde diye düşündüm. Zarfa baktım adıma düzenlenmiş?... Açtım ...

Anne olmuşum ! 
Evet ! 



Sevgili Pandalina lakaplı arkadaşım şahane bir yaşgünü hediyesi süprizi yapmış ve bana bir panda evlat edinmiş ! Bayıldım! Hep Sevgi'yle hatırlayacağım hediyelerimden oldu bu süpriz :) 


Dünyada 100’den fazla ülkede çalışmalar yürüten uluslararası bir doğa koruma kuruluşu olan WWF, çok güzel bir destek programı başlatmış . Evlat Edinme ! 

İnternet sitelerinden çok basit ve seri şekilde gerçekleştirebildiğiniz bir işlemle nesli tehlike altında bir türü kendiniz ya da sevdikleriniz için evlat edinerek o türü korumak için yürütülen çalışmalara destek olabilirsiniz. ( wwf.org.tr) . Kutup Ayısı, Panda, Kaplan veya Yunus gibi pek çok türden canlıyı evlat edinebilir ve onlar için, dünya için bir fark yaratabilirsiniz . 

Dünyadan başka evimiz yok . Onu koruyalım ...